9 Temmuz 2010

Yağmur ve Umut

Sabah çok güzel, ince ince bir yağmurla uyandım. Şaşırmadım bekliyordum ve çok da mutlu oldum. Eylül çocuğu olduğumdan mıdır bilemem deli gibi yağmur hastasıyım. Hep de merak etmişimdir; İnsanlar kışın güneş açtı mı çok sevinirler ancak yazın yağmur yağdığında suratları hemen düşer. Neden ?? 


Bu yazımın tek konusu yağmur olacaktı, ancak büyük bir zevkle izlediğim ve neredeyse fanıyım diyebileceğim Criminal Minds isimli dizi de geçen "Umut ruhuna tüneyen bir bülbül gibidir, hep duymadığın şarkıyı şakır durur" cümlesinden sonra yağmur ve umut ilişkime bakmak istedim.
Ben her yağmurda inanılmaz mutlu ve huzurlu oluyorum. Arkasındaki güneş, hayata ve doğaya etkisi beni heyecanladırıyor ve umutlandırıyor. Belki de gerçekten ben bunun için yağmuru çok seviyorum. Çünkü her yağmurun arkası eğer beklemeyi becerebilirsen güneştir. Her kışın sonu bahardır misali. Yağmur yağarken en doğal halimle olmak istiyorum, tüm canlılar gibi - insan hariç - bitkiler gibi... Tepemden aşağıya doğru tüm vücudumdan akışını izlemek, yağmur sonrası havayı koklamak, doğayı içime çekmek derin derin ama yavaş yavaş, içimdekileri hissetmek ve tüm kötülükleri bir tarafa koyup yağmurun beni yeniden doğuma taşımasına izin vermek istiyorum.
Umutlu olsun istedim blogumdaki ilk yazı ve ben umutlu olayım herşeyden. Evet iflah olmaz bir iyimserim. Her kötü şeyin arkasından iyi birşeyin olacağını düşünenlerdenim. Umut etmek güzel be kardeşim, Nietzche'nin ızdırabı arttıracağını söylemesine rağmen.

ÖZ: Yağmurlarınız, umutlarınız ve hayalleriniz eksilmesin.
İnisiye H.

5 Temmuz 2010

Yola Çıkmanın Zamanı


"Her yolculuk aslında içe yapılan bir yolculuktur."
Son dönemde çok popüler olmuş kavram Kendini Tanıma. Aslında son dönem insanların yalnızlıklarını, huzursuzluklarını gören vahşi kapitalist ve zeki beyinler moda(!) yaratarak kişisel gelişim adı altında yüzyıllardan beri varlığını sürdüren Buda'nın Konfiçyus'un, Yunus Emre'nin, Mevlana'nın fikirlerini cilalayıp parlatıp bir meta olarak insanlığa sundular. Haa bu fikirlerin bu kadar ortada olması kötü mü? belki ama çok da iyi mi şüphelerim var. Çünkü biraz da kuşkucu ve rahatsız tarzımdan dolayı birşeyi sulandırmanın en iyi yolunun onunla ilgili merak duygusunu ortadan kaldırmak olduğunu düşündüğüm için bu felsefenin de suyunu çıkaracaklar.
"Çok şey  bilmene gerek yok Haddini Bil Yeter!"(1)
Kendini tanı, istediklerinin farkında ol, ne kadar da kulağa hoş geliyor. Halbuki belki de insanoğlunun en güç sınavı..Bir bile bilse bir göl bile 70 milyon yılda oluşurken en uzun insan ömürünün ortalama 70 yıl olduğunu.. Ama mümkün mü öyle bir Ego(-ya)lara sahibiz ki bizden başkasını başka bir şeyi bile göremiyoruz. Ego ile ilgili daha çok şeyler yazmayı planlıyorum. Birçok problemin nedeninin O olduğunu düşünüyorum. Paylaşacağım. 
Konudan sapmamak ve bir merhabayı bu kadar uzatmamak için "Öz"' e geliyorum.

ÖZ: Kendimi Tanıma ya da tanıdığımı düşündüğüm Ben ile konuşabilmek için böyle bir blog oluşturdum. Artık Yola Çıkmanın Zamanı gelmişti.

İnisiye H.

(1) Mevlana

İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Ya nice okumaktır.